EYT DÜZENLEMESİ KAPSAMINDA HİZMET TESPİT DAVASI
Şu
an meclis gündeminde olan EYT (Emeklilikte yaşa takılanlar) düzenlenmesi ile
pek çok vatandaş için ilgili yasa uyarınca belirlenen yaşa ulaşmasa dahi, prim
günlerini doldurduğu takdirde emekli olma imkanı doğmuştur. Bu imkandan
faydalanmak isteyen pek çok vatandaş Sosyal Güvenlik Kurumlarının yolunu tutmuş
ancak geçmiş dönemlerdeki çalışmalarının kuruma bildirilmediğini, bu sebeple
EYT’den faydalanamayacağını öğrenmişlerdir. Bu durumun bir hak mağduriyeti yarattığı
açıktır. Peki bu durumda ne yapılmalıdır. Kısaca izah etmek gerekirse;
Hizmet
Tespit Davası 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası uyarınca
bir iş yerinde sigortalı yahut
sigortasız olarak çalışan işçilerin; çalıştıkları süre boyunca işveren
tarafından SGK’ya eksik bildirilen yahut bildirilmeyen
hizmetlerinin/primlerinin tespit edilmesi, saydırılması amacıyla açılan bir
davadır. Davayı açmaktaki amaç ve hukuki yarar; sigortalılık süresinin tespit
edilip belirlenmesidir.
Davacı
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4. maddesi
uyarınca işçi sıfatına haiz kişidir. Davalı ise çalışılan ilgili dönemler için işçinin
prim ve hizmetlerini kuruma bildirmeyen işverendir. Bunun yanı sıra dava
açıldığında, dava mahkemece resen SGK’ya ihbar edilir ve SGK davaya feri
müdahil sıfatı ile katılır.
Menfi Tespit Davasında İspat
Hizmet tespit davasında sunulacak deliller yazılı olacağı gibi sözlü de olabilir. İşçinin sigortasız yahut eksik bildirim yapıldığını iddia ettiği döneme ait her türlü yazılı belge yahut tanık mahkemece delil olarak kabul edilir. Örneğin; ücret bordroları, bonservis (işveren tarafından verilen hizmet belgesi) ücret hesap pusulaları, gelir ve gider belgeleri, yasal defter kayıtları, özlük dosyaları ve sözleşmeler vs…
Hizmet Tespit Davasında Hak Düşürücü Süre
Hizmet tespit davalarında re’sen gözetilecek 5 yıllık hak düşürücü süre bulunmaktadır. “Öte yandan, 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasa’da yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerekmektedir. İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd. şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Yine ek olarak; kural sigorta giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olması halinde hak düşürücü sürenin işlemeyeceğidir. Bununla birlikte Yargıtay uygulamasında, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi gibi belgeler de giriş bildirgesi hükmünde sayılmaktadır. Yani işveren, işe giriş bildirgesi vermemiş olmakla birlikte, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde sayılan bu belgelerden birisini kuruma vermişse, yine hak düşürücü süreden söz edilemeyecek ve hizmet tespit davası açılabilecektir.
Kuruma Başvuru Zorunluluğu
7036
Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı açılacak
davalarda, dava açmadan önce kuruma başvuru zorunluluğu getirmiş, hizmet tespit
davalarını ise bu şartın dışında tutmuştur. Ancak, Yargıtay uygulamalarında, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti
davaları, hizmet tespit davalarından ayrı tutulmakta; öncelikle kuruma başvuru
zorunluluğu kabul edilmektedir.
Uygulamaya
göre, davanın açılmasından önce SGK’ya sigorta başlangıç tarihinin tespiti
talebiyle başvuru yapılmalıdır. Dava, ancak kurumun başvuruyu reddetmesi
üzerine açılabilir. SGK, başvuruya 60 gün içerisinde cevap vermezse, bu sürenin
sonunda talep reddedilmiş sayılır.
Yargıtay
HGK 2017/10-2695 E, 2020/587 K sy kararında, kuruma başvuru, tamamlanabilir dava şartı olarak değerlendirilmiştir.
· Dava,
sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir. Davacı sigortalının dava açmadan
önce Kuruma başvurusunun olmadığı ve mahkemece, başvurunun bulunmaması
sebebiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği
anlaşılmaktadır. Kuruma başvuru şartının 6100 Sayılı Kanun’un 115/2. maddesi
kapsamında tamamlanabilir dava şartı olarak değerlendirilmesi gerekli iken
kesin dava şartı olarak değerlendirilip davanın usulden reddine karar verilmesi
hatalı olmuştur. Mahkemece, davacı tarafa 6100 Sayılı Kanun’un 115/2. maddesi
uyarınca 7036 Sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenleme gereği davaya konu
istemi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat
hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun ret iradesini gösterir işlem
veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin süreli ihtarat gönderilmeli,
bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması hâlinde, dava, dava
şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmeli, Kuruma başvuru şartının
tamamlanması hâlinde ise davanın esasına girilerek varılacak sonuca göre karar
verilmelidir.
Bu
karar uyarınca, davanın kuruma başvuru yapmadan açılması halinde dava
reddedilmemeli, davacı sigortalıya, başvuru şartını yerine getirmesi için süre
verilmedir. Bu süre içerisinde başvuru şartı tamamlanırsa davaya devam
edilmeli; başvuru şartı tamamlanmazsa, dava usulden reddedilmelidir.
Sonuç
olarak; yukarıda izah ettiğimiz ya da benzer şekilde sigortasız yahut çalışma
süreleri eksik bildirilen çalışanların hizmet tespit davası açması mevcut EYT
düzenlemesi için ve genel kapsamda faydalarına olacaktır.