YURT
İÇİ KARAYOLU EŞYA TAŞIMACILIĞINDA TAŞIYICININ HUKUKİ SORUMLULUĞU
Günümüzde gerek e-ticaretin yaygınlaşması ile artan tüketicilerin taraf olduğu kargo taşımacılığı, gerek tacirler arasında gerçekleştirilen ticari işlere ilişkin karayolu taşımacılığı kapsamında taşınan eşyanın akıbetine yönelik pek çok sorun ve uyuşmazlık ortaya çıkmaktadır. Bu uyuşmazlıkların tespiti ve çözümü için taşıyıcıların hukuki sorumluluklarını bilmek önem arz etmektedir. Kısaca incelenecek olursak;
1. Taşıma Sözleşmesi
6102
Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 850 ve 851. maddeleri uyarınca; “Taşıyıcı,
taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte
üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar. Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle
eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu
varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu
taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.”
Görüldüğü üzere; ilgili madde uyarınca taraflar arasında bir taşıma sözleşmesinin kurulması için gerekli unsurlar; taşıyıcının sözleşme konusu eşyayı gönderilene götürmeyi ve teslim etmeyi taahhüt etmesi, gönderenin ise taşıyıcıya taşıma ücreti ödemeyi borçlanmasıdır. Bu iki şartın gerçekleşmesi ile beraber taraflar arasında usulüne uygun bir taşıma ilişkisi kurulmuş olur. Bununla beraber sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı takdirde, taşıyıcı işi bizzat ifa ile yükümlü olmayıp, üstlendiği taşıma işini aksi kararlaştırılmadığı takdirde bir başkasına da yaptırabilir.
1.1. Taşıma Senedi
Taraflar
arasında taşıma sözleşmesi kurulması akabinde ek olarak taraflardan birinin
istemi üzerine taşıma senedi düzenlenebilir. Türk Ticaret Kanunu’nun 856.
maddesi uyarınca; “Taşıma senedi taraflardan birinin istemi üzerine düzenlenir.
Senet üç özgün nüsha olarak hazırlanır ve gönderen tarafından imzalanır.
Gönderen, taşıyıcının da taşıma senedini imzalamasını isteyebilir. El yazısı
ile imzalanmış taşıma senetlerinin suretlerindeki imza, damga veya mühür
şeklinde ya da basılı olabilir. Bir nüsha gönderene aittir, diğeri eşyaya eşlik
eder, üçüncüsü taşıyıcıda kalır.
Yine 858. madde uyarınca; taraflarca imzalanan taşıma senedinin taşıma sözleşmesinin yapıldığına, içeriğine ve eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturduğu ifade edilmiştir. Ancak taşıma senedinin düzenlenmesi sözleşmenin kurulması için şart olmayıp, TTK. 856/2 uyarınca; “Taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulur. Eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir.”
2. Taşınan Eşyanın Hasara Uğramasından Yahut Zıya’ından Doğan Sorumluluk
Türk
Ticaret Kanunu 873. maddesi uyarınca; “Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan
sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir
taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür.”
Burada
kanun koyucu aksi kararlaştırılmayan hallerde dahi taşıyıcıya bir sorumluluk
yüklemiş ve 874. madde uyarınca taşınan eşyanın ziya’ına ilişkin bir karine
ortaya koyarak, makul sürenin sınırlarını belirginleştirmiştir. Şöyle ki; “eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün
içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. Sınır
ötesi taşımalarda bu süre otuz gündür.”
Genel
bir ifadeyle; “taşıma fiilen başlamamış
olsa dahi, taşınan eşyanın taşıcıya teslim edildiği an itibariyle taşıyıcının
sorumluluğu başlar.” Taşıyıcının sorumluluğundan kasıt; taşınacak eşya üzerindeki koruma, bakım, gözetim ve özen
yükümlülüğünden ibarettir. Bu hususta Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi
uyarınca emredici bir düzenlemeye yer verilmiş olup, ilgili düzenleme uyarınca;
“Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim
alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından,
hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.”
denilmiştir.
Buna göre taşıyıcı, taşınma eşyasını sözleşmede kararlaştırılan yere ulaştırılamaması, geç ulaştırılması ya da teslim aldığından farklı şekilde teslim edilmesi nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumludur. Bu sorumluluk doktrinde “en yüksek özen yükümlülüğü” olarak adlandırılmaktadır. İlgili maddeden anlaşılacağı üzere, taşıyıcının sorumluluğunun başlaması için taşınmak üzere teslim alınması yeterli olup, taşımanın fiilen başlaması gerekli değildir.
3. Taşıyıcının Tazminat Yükümlülüğü
Taşıyıcıdan yukarıda belirtilen sebepler uyarınca talep edilecek tazminatta esas alınacak değer Türk Ticaret Kanunu’nun 880. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Hükme göre; taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde ise, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
3.1. Özel Çekme Hakkı
Genel eşya taşımalarında taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarı, zıya ve hasarda gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 ÖÇH, taşıma süresinin aşılması durumunda ise taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. Taşınma eşyası taşımasında ise–genel eşya taşımalarından farklı olarak- zıya veya hasar sebebiyle taşıyıcının sorumluluğu, taşıma sözleşmesinin ifası için gerekli olan yükleme hacminin metreküpü başına 1.500 ÖÇH ile sınırlandırılmıştır. Yine bununla beraber, taşıyıcı, eşyanın zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 inci madde uyarınca ödenmesi gereken tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür.
4. Taşıyıcının Sorumluluğunu Sınırlandıran Haller
Türk
Ticaret Kanunu’nun 876. maddesi uyarınca; taşıyıcı kendisine yüklenen özen
yükümlülüğünü yerine getirmiş olsa dahi; eşyanın zıya olacağını, hasara
uğrayacağını yahut tesliminin gecikeceğini ispatladığı takdir ve ölçüde
sorumluluktan kurtulabilecektir.
Bunun dışında zıya, hasar yahut teslimdeki gecikme aşağıdaki hallerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Şöyle ki;
- Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması.
- Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.
- Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.
- Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği.
- Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi.
- Canlı hayvan taşıması.
- 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hâller.
Taşıyıcı bu hallerin varlığını ispatlamak suretiyle sorumluluktan kurtulabilecektir. Yine belirtmek gerekir ki; “taşıyıcı, özel sorumluluktan kurtulma hâllerinden yararlanabilmesi için olayın özelliklerine göre, üzerine düşen edimleri yerine getirerek tüm önlemleri almış ve talimatlara uymuş olmalıdır.”
5. Zamanaşımı
Türk
Ticaret Kanunu 885. maddesi uyarınca; taşıma sözleşmesine konu eşyanın zıya’ı,
hasara uğraması yahut gecikmesinden doğacak talep ve dava hakları 1 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre
eşyanın gönderilene tesliminden itibaren başlar. Eğer gönderilen eşya zayi
olmuş ise süre eşyanın teslimi için gereken tarihten itibaren başlar.
Yine
aynı kapsamda, kanunun 874. Maddesi uyarınca düzenlenen ziya karinesine ilişkin
olarak da, zamanaşımı süresinin ilgili maddede belirtilen 20 ve 30 günlük
sürelerin dolmasından itibaren başlayacağı hususunda şüphe bulunmamaktadır.
TTK m.885 (1) “Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.” (2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar.
6. Yetkili Mahkeme
Türk Ticaret Kanunu 890. madde uyarınca; taşıma sözleşmesine konu eşyaya ilişkin açılacak davalarda yetkili mahkeme, malın teslim alındığı veya teslim için belirlenen yer mahkemesidir. Asıl taşıyıcı ile fiili taşıyıcının ayrı olduğu taşıma işlerinde ise yetkili mahkeme fiili taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesidir.
TTK.m.890 - (1) Birinci ve İkinci Kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkilidir. (2) Fiilî taşıyıcıya karşı açılacak dava, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
Av. Ertuğrul SARI
Kaynak
: Taşınma Eşyası Taşımalarında Taşıyıcını Özel Yükümlülükleri/Ankara Barosu
Dergisi 2014/2/Yrd. Doç. Dr. Fevzi TOPSOY, CMR ve Türk Ticaret Kanunu Uyarınca
Karayolu Taşımacılığında Taşıyıcının Sorumluluğu ve Sınırlandıran Haller/ Av.
H. Cem CONGAR/Seçkin,2022