Avukat Ertuğrul Sarı Sayfa Görseli

Medeni Usul Hukukunda Islah

MEDENİ USUL HUKUKUNDA ISLAH

Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. (HMK.m.176/1)

Genel tanımıyla ıslah, taraflardan birisinin davada yapmış olduğu bir usul işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesidir. Islahın amacı, yargılama sürecinde şekil ve süreye aykırılık nedeniyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının önemli bir istisnasıdır. İddia ve savunmasını genişletmek ya da değiştirmek isteyen taraf, karşı tarafın buna izin vermemesi durumunda, iddia ve savunmanın genişletilmesi engeline takılmadan ıslah yoluna başvurabilecektir.

Islah mahkemeye karşı tek taraflı bir irade açıklaması ile yapılır. Açıklama yazılı veya sözlü yapılabilir. İki taraf da oturumda hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Sözlü ıslah beyanının duruşma tutanağına geçirilmesi ve ıslah eden tarafa imza attırılması gerekir. Islah duruşma dışında yapılıyorsa, bunu mutlaka karşı tarafa tebliğ edilmesi gerekir.

HMK.m.177 ye göre ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilir. Islah hakkı iddianın ve savunmanın değiştirilmesine veya genişletilmesine ilişkindir. Buna göre yargılamada iddianın ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının başlaması sonrasında ıslah kurumuna başvurulabilecektir. İstinaf aşamasında veya temyiz aşamasında ıslah yapılamaz. Bozmadan sonra yapılan yeni tahkikatta ıslah yoluna başvurulamaz. Ancak bozma kararı esasa değil de usule ilişkin ise, usuli kazanılmış hak doğurmayacağından, davanın esasına ilişkin usuli kazanılmış hak oluşturmayan konularda ıslah yoluna başvurulabilir.

 

Islah Yoluyla Yapılabilecek İşlemler

 

1-Dava konusu alacak miktarı artırılabilir.

 

2-Dava konusu değiştirilebilir. Örneğin davacı aynen ifa istediği otomobilden vazgeçerek, ıslah yolu ile değerini isteyebileceği gibi, otomobilden tümüyle vazgeçerek, bilgisayar da istemesi mümkündür.

 

3-Dava sebepleri değiştirilebilir.

 

4-Yeni kanıt gösterilebilir.

 

5-Zamanaşımı defi ileri sürülebilir. Tartışmalı bir konu olmakla beraber Yargıtayın son içtihatlarına göre, zamanaşımı defi, unutma veya benzeri sebeplerle davanın başında ileri sürülmemiş olsa bile sonradan ıslah yoluyla ileri sürülebilir.

 

Islah Yoluyla Yapılamayacak İşlemler

 

1-Yargıtaya göre, ıslahla davanın tarafları değiştirilemez.

 

2-Islahla ikinci tanık listesi verilemez. (HMK.m.240/2)

 

3-Cevap dilekçesinde bildirilmeyen ilk itirazlar ileri sürülemez. Zira ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır. Aksi halde dinlenemez. (HMK.m.117/1)


4-Yargıtaya göre, manevi tazminat miktarının ıslah yoluyla artırılması mümkün değildir. Çünkü niteliği gereği manevi tazminat tektir ve bölünemez.

 

5-Islah yoluyla karşı dava açılamaz.

 

6-Maddi hukuk işlemleri ıslaha konu olamaz. Feragat, kabul, sulh gibi işlemleri usul işlemi olduğu kadar maddi hukuk işlemi niteliği taşımaktadırlar ve bu sebeple bu işlemlerinde ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün değildir.

 

7-Seçimlik hakların kullanılmasında ıslah mümkün değildir. Seçimlik borç kavramı TBK m. 87’de düzenlenmiştir. Seçimlik borç, birden çok edimin söz konusu olduğu durumlarda, edimlerden birinin ifasının yeterli olduğu hallerdir. Seçimlik haklara örnek olarak TBK m. 227 ilâ 230 arasında düzenlenen ayıba karşı sorumlulukta alıcının seçimlik hakları gösterilebilir. Seçimlik haklar yenilik doğuran haklardır ve tek tarafın kullanmasıyla tüketilir. Bu durum ıslah açısından bir takım sorunlara neden olmuştur. Yargıtay’ın bu husus hakkındaki kararları farklılık göstermekle beraber, somut olaya göre şekillenmektedir.

 

8-Davanın türünün değiştirilmesi. Yargıtay'ın farklı kararları olmakla birlikte son tarihli kararlarında ıslah ile dava türünün değiştirilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Buna örnek olarak davanın kısmi dava olarak açıldığı durumlarda sonradan yapılan ıslah ile belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceği verilebilir. Detaylı inceleme aşağıda yapılmıştır.

 

Tartışmalı Bir Konu : Islah ile davanın türü değiştirilebilir mi ?

 

Islah, davanın tamamen ıslahı biçimden yapılabileceği gibi, kısmen ıslahı biçiminde de yapılabilir. 

 

Tamamen ıslahta dava tümüyle değişmektedir. Örneğin, tapu iptali davasının, istirdat davasına dönüştürülmesi gibi. Tamamen ıslahta, davacı dava dilekçesinden itibaren davasını ıslah eder ve yeni bir dava dilekçesi vererek karşı tarafa tebliğ ettirir. 

 

Davayı tamamen ıslah edebilecek olan davacıdır. Karşı davada ise karşı davacı durumunda olan davalı, karşılık davasını tamamen ıslah edebilir.

 

Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren 1 hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. (HMK.m.180). Davasını tamamen ıslah ettiğini  bildiren taraf, bu bildirimden itibaren 1 hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermez ise, ıslah hakkını kullanmış sayılır ve bir daha ıslah yoluna başvurma olanağı kalmaz. Davanın tamamen ıslahı , dava dilekçesinden başlayarak bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. (HMK.m.179/1) Dava tamamen ıslah edilince yeni bir dava açılmış sayılmaz. Islah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğindedir. Bu sebeple zamanaşımı ilk davanın açıldığı tarihte kesilmiş sayılır. Zamanaşımı hesabında ıslah tarihi değil, ilk dava tarihi esas alınır. 

 

Ancak, Yargıtay'ın farklı kararları olmakla birlikte son tarihli kararlarında ıslah ile dava türünün değiştirilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Buna örnek olarak davanın kısmi dava olarak açıldığı durumlarda sonradan yapılan ıslah ile belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceği verilebilir. Konunun daha iyi anlaşılması adına farklı kararlarına burada yer veriyoruz:

 

“Davacı vekili bilirkişi raporu alınmasından sonra 09.07.2015 tarihli dilekçeyle "davanın belirsiz alacak davası olduğunu" açıklamak suretiyle talep artışı yapmış ve gerekli harcı yatırmıştır. Mahkemece, dava dilekçesinde fazlaya dair hakların saklı tutulmadığı gerekçesiyle kısmi davada talep edilen miktarlarla sınırlı olarak isteklerin kabulüne karar verilmiş, 09.07.2015 tarihli dilekçe dikkate alınmamıştır. Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açıldığı açıklanmamış olmakla, davanın türü kısmi dava olarak kabul edilmelidir. Islah ile davanın türü değiştirilemez. Kısmi davada fazlaya dair hakların saklı tutulması zorunlu olmayıp talep edilmeyen miktarlar bakımından davacı tarafın hakkından feragat ettiği sonucuna varılması mümkün değildir. Davacı vekili tarafından verilen 09.07.2015 tarihli dilekçede talep artışına gidilmiş ve gerekli harç yatırıldığından dava konusu miktarların ıslah yolu ile arttırıldığı kabul edilmeli ve sözü edilen dilekçedeki taleplerde gözetilerek isteklerle ilgili karar verilmelidir.” (YARGITAY 9. HD E. 2015/35227, K. 2019/19369, T. 7.11.2019)

 

“Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Somut uyuşmazlıkta davacı dava dilekçesinde; [...] inş. san. tic. ltd. şti. Aleyhine açtığı İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2008/5 esas sayılı dava dosyasında yapılan yargıla sonucu hükmedilen bedel yönünden davalıların sorumlu olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. 23.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2008/5 esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan asıl ve asıl borca bağlı ferilerin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmek suretiyle talebini ıslah ermiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının ıslah dilekçesi ile talebine eda davasına dönüştürdüğü dikkate alınarak davanın esası incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, davacının talebini ıslah ettiği gözden kaçırılarak yazılı şekilde hukuki karar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (Y. 13. HD., T 11.07.2012, E. 2011/14675, K. 2012/17707; 

 

Islah Yoluyla Yapılmamış Sayılamayacak İşlemler

 

HMK.m.179 : (1) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. (2) Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. (3) Şu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır. 

 

Islah Yoluna Başvurulmasına Gerek Olmayan Durumlar

 

1-Mahkemenin resen incelemesi gereken konuların ya da iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olmayan hususların ileri sürülebilmesi için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur.

 

2-Hukuksal nedenlerin değiştirilmesi veya genişletilmesi için de ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur.

 

3-Açık yazı ve hesap hatalarının değiştirilmesi için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur. Bunlar karar verilinceye kadar her zaman düzeltilebilir.


4-İstem sonucunun azaltılması için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur. Talep sonucunun azaltılması kısmi feragat olarak nitelendirilir.  HMK m. 307’ye göre “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” HMK m. 309’a göre de karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. “Dava konusu olayda olduğu gibi davacının talep sonucunu azaltabilmesi için davalının muvafakatine ihtiyaç olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur. Davacı, talebini feragat yolu ile daraltabilir. O halde dava değerinin azaltılması, ıslah kavramı kapsamında değil davadan feragat müessesesi içerisinde mütalaa edilebilir. Konusu para olmayan davalarda ise, dava konusu daraltılıyorsa karşı tarafın açık muvafakati veya ıslah yoluna başvurmak gerekmektedir. Bunun yanı sıra davada karşı tarafın onayı halinde davanın kısmen geri alınması da mümkündür. Bu yolun en önemli farkı, haktan feragat edilmemesidir. Buna göre geri alınan dava ileriki bir tarihte tekrar açılabilecektir.

 

Kötü Niyetli Islah

 

Islahın davayı uzatmak gibi kötü niyetli düşüncelerle yapıldığı kanıtlanır veya mahkemece taktir edilirse, mahkeme ıslahı dikkate almadan karar verir ve kötü niyetle ıslaha başvuranı, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararları ödemeye ve 500 ila 5000 Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkum eder.

                                                                                                                                                                Av. Ertuğrul SARI