Avukat Ertuğrul Sarı Sayfa Görseli

Yurtiçi Karayolu Taşımacılığında Taşıyıcının Hukuki Sorumluluğu

YURT İÇİ KARAYOLU EŞYA TAŞIMACILIĞINDA TAŞIYICININ HUKUKİ SORUMLULUĞU

Günümüzde gerek e-ticaretin yaygınlaşması ile artan tüketicilerin taraf olduğu kargo taşımacılığı, gerek tacirler arasında gerçekleştirilen ticari işlere ilişkin karayolu taşımacılığı kapsamında taşınan eşyanın akıbetine yönelik pek çok sorun ve uyuşmazlık ortaya çıkmaktadır. Bu uyuşmazlıkların tespiti ve çözümü için taşıyıcıların hukuki sorumluluklarını bilmek önem arz etmektedir. Kısaca incelenecek olursak;

1. Taşıma Sözleşmesi

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 850 ve 851. maddeleri uyarınca; “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar. Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.”

Görüldüğü üzere; ilgili madde uyarınca taraflar arasında bir taşıma sözleşmesinin kurulması için gerekli unsurlar; taşıyıcının sözleşme konusu eşyayı gönderilene götürmeyi ve teslim etmeyi taahhüt etmesi, gönderenin ise taşıyıcıya taşıma ücreti ödemeyi borçlanmasıdır. Bu iki şartın gerçekleşmesi ile beraber taraflar arasında usulüne uygun bir taşıma ilişkisi kurulmuş olur. Bununla beraber sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı takdirde, taşıyıcı işi bizzat ifa ile yükümlü olmayıp, üstlendiği taşıma işini aksi kararlaştırılmadığı takdirde bir başkasına da yaptırabilir.

1.1. Taşıma Senedi

Taraflar arasında taşıma sözleşmesi kurulması akabinde ek olarak taraflardan birinin istemi üzerine taşıma senedi düzenlenebilir. Türk Ticaret Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca; “Taşıma senedi taraflardan birinin istemi üzerine düzenlenir. Senet üç özgün nüsha olarak hazırlanır ve gönderen tarafından imzalanır. Gönderen, taşıyıcının da taşıma senedini imzalamasını isteyebilir. El yazısı ile imzalanmış taşıma senetlerinin suretlerindeki imza, damga veya mühür şeklinde ya da basılı olabilir. Bir nüsha gönderene aittir, diğeri eşyaya eşlik eder, üçüncüsü taşıyıcıda kalır.

Yine 858. madde uyarınca; taraflarca imzalanan taşıma senedinin taşıma sözleşmesinin yapıldığına, içeriğine ve eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturduğu ifade edilmiştir. Ancak taşıma senedinin düzenlenmesi sözleşmenin kurulması için şart olmayıp, TTK. 856/2 uyarınca;  “Taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulur. Eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir.”

2. Taşınan Eşyanın Hasara Uğramasından Yahut Zıya’ından Doğan Sorumluluk

Türk Ticaret Kanunu 873. maddesi uyarınca; “Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür.”

Burada kanun koyucu aksi kararlaştırılmayan hallerde dahi taşıyıcıya bir sorumluluk yüklemiş ve 874. madde uyarınca taşınan eşyanın ziya’ına ilişkin bir karine ortaya koyarak, makul sürenin sınırlarını belirginleştirmiştir. Şöyle ki; “eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. Sınır ötesi taşımalarda bu süre otuz gündür.”

Genel bir ifadeyle; “taşıma fiilen başlamamış olsa dahi, taşınan eşyanın taşıcıya teslim edildiği an itibariyle taşıyıcının sorumluluğu başlar.” Taşıyıcının sorumluluğundan kasıt; taşınacak eşya üzerindeki koruma, bakım, gözetim ve özen yükümlülüğünden ibarettir. Bu hususta Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi uyarınca emredici bir düzenlemeye yer verilmiş olup, ilgili düzenleme uyarınca; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” denilmiştir.

Buna göre taşıyıcı, taşınma eşyasını sözleşmede kararlaştırılan yere ulaştırılamaması, geç ulaştırılması ya da teslim aldığından farklı şekilde teslim edilmesi nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumludur. Bu sorumluluk doktrinde “en yüksek özen yükümlülüğü” olarak adlandırılmaktadır. İlgili maddeden anlaşılacağı üzere, taşıyıcının sorumluluğunun başlaması için taşınmak üzere teslim alınması yeterli olup, taşımanın fiilen başlaması gerekli değildir.

3. Taşıyıcının Tazminat Yükümlülüğü

Taşıyıcıdan yukarıda belirtilen sebepler uyarınca talep edilecek tazminatta esas alınacak değer Türk Ticaret Kanunu’nun 880. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Hükme göre; taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde ise, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.

3.1. Özel Çekme Hakkı

Genel eşya taşımalarında taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarı, zıya ve hasarda gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 ÖÇH, taşıma süresinin aşılması durumunda ise taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. Taşınma eşyası taşımasında ise–genel eşya taşımalarından farklı olarak- zıya veya hasar sebebiyle taşıyıcının sorumluluğu, taşıma sözleşmesinin ifası için gerekli olan yükleme hacminin metreküpü başına 1.500 ÖÇH ile sınırlandırılmıştır. Yine bununla beraber, taşıyıcı, eşyanın zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 inci madde uyarınca ödenmesi gereken tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür.

4. Taşıyıcının Sorumluluğunu Sınırlandıran Haller

Türk Ticaret Kanunu’nun 876. maddesi uyarınca; taşıyıcı kendisine yüklenen özen yükümlülüğünü yerine getirmiş olsa dahi; eşyanın zıya olacağını, hasara uğrayacağını yahut tesliminin gecikeceğini ispatladığı takdir ve ölçüde sorumluluktan kurtulabilecektir.

Bunun dışında zıya, hasar yahut teslimdeki gecikme aşağıdaki hallerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Şöyle ki;

  • Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması.
  • Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.
  • Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.
  • Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği.
  • Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi.
  • Canlı hayvan taşıması.
  • 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hâller.

Taşıyıcı bu hallerin varlığını ispatlamak suretiyle sorumluluktan kurtulabilecektir. Yine belirtmek gerekir ki; “taşıyıcı, özel sorumluluktan kurtulma hâllerinden yararlanabilmesi için olayın özelliklerine göre, üzerine düşen edimleri yerine getirerek tüm önlemleri almış ve talimatlara uymuş olmalıdır.”

5. Zamanaşımı

Türk Ticaret Kanunu 885. maddesi uyarınca; taşıma sözleşmesine konu eşyanın zıya’ı, hasara uğraması yahut gecikmesinden doğacak talep ve dava hakları 1 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre eşyanın gönderilene tesliminden itibaren başlar. Eğer gönderilen eşya zayi olmuş ise süre eşyanın teslimi için gereken tarihten itibaren başlar.

Yine aynı kapsamda, kanunun 874. Maddesi uyarınca düzenlenen ziya karinesine ilişkin olarak da, zamanaşımı süresinin ilgili maddede belirtilen 20 ve 30 günlük sürelerin dolmasından itibaren başlayacağı hususunda şüphe bulunmamaktadır.

TTK m.885 (1) “Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.” (2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar.

6. Yetkili Mahkeme

Türk Ticaret Kanunu 890. madde uyarınca; taşıma sözleşmesine konu eşyaya ilişkin açılacak davalarda yetkili mahkeme, malın teslim alındığı veya teslim için belirlenen yer mahkemesidir. Asıl taşıyıcı ile fiili taşıyıcının ayrı olduğu taşıma işlerinde ise yetkili mahkeme fiili taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesidir.

TTK.m.890 - (1) Birinci ve İkinci Kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkilidir. (2) Fiilî taşıyıcıya karşı açılacak dava, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.

                                                                                                                                                                Av. Ertuğrul SARI

Kaynak : Taşınma Eşyası Taşımalarında Taşıyıcını Özel Yükümlülükleri/Ankara Barosu Dergisi 2014/2/Yrd. Doç. Dr. Fevzi TOPSOY, CMR ve Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Karayolu Taşımacılığında Taşıyıcının Sorumluluğu ve Sınırlandıran Haller/ Av. H. Cem CONGAR/Seçkin,2022